Anne, baba ve iki çocuktan oluşan çekirdek bir aile düşünelim, bu kurumun başarısı öncelikli olarak ebeveynlerin takım olarak çocuklara doğru liderlik yapabilmelerinden geçer. Birbirlerini tamamlayıcı ve destekleyici bir takım gibi liderlik eden ebeveynler çocukların gözünde güçlü bir figür oluşturacaktır. Bununla birlikte liderliği çocuklara emir vermek olarak görmeyen aksine hayatı öğrenme sürecinde yol gösteren, çocukları yetenek ve isteklerine göre yönlendiren, çocuklara sağlıklı bir iletişim kurma becerisini geliştirmede örnek olan, çocukların birer birey olduğunu kabul edip fikirlerine saygı duyan ebeveynlerin çocuklarla ilişkisinin temeli sağlam bir şekilde atılmış olur ve iş hayatında kurulmak istenen bu başarılı takımın ilk adımı da başarılı bir liderden geçiyor.
1-Liderlik
Aile metaforundan sıyrılarak devam edecek olursak iyi bir liderin kendini göstermesi takım kurma sürecinde başlar. Bu süreçteki öncelik belirli bir pozisyon için bir kişi seçmekten ziyade takım oluşturmak olduğundan takıma seçilecek adayların alanlarındaki bireysel başarılarına odaklanmak istenilen başarıyı elde etmede engeller oluşturabilir. Takıma alınacak manuel ve otomasyon test uzmanlarının başvuran adaylar arasındaki en güçlü özgeçmişe sahip olanını seçmek ve çalışanın kişisel özelliklerini gözardı etmek yapılacak en temel yanlışlardan biri olacaktır. Kişisel başarısına odaklanmış biri takımın başarısızlıklarını önemsemeyebilirken takım ruhuyla çalışanlar birbirlerinin zayıf yönlerini kapatmaya odaklanacaklardır, bu insanları bir araya getirebilmek de ancak iyi bir lider ile mümkündür. İyi bir liderin oluşturması gereken başka önemli faktör ise iş yeri kültürüdür.
2- İş Yeri Kültürü
Oluşturulan takımın küçük ölçekli bir toplumsal yapıyı temsil ettiğini söyleyebiliriz, bu da bizi her toplumda olan bir olguya yönlendirir, kültür. İş yeri kültüründeki en kritik parça ise güvendir. Takım üyelerinin fikirlerini belirtmekten, hata yapmaktan korkmadığı ortamda çalışanlar arasında gruplaşma olmayacaktır veya takımdan bağımsız hareket etme ihtiyacı duyulmayacaktır. Bununla
birlikte maddi güvenin de gözardı edilmemesi gerekiyor. Yıllardır söyleneni hatırlatmakta fayda var: Eşit işe eşit ücret. Maaş belirlemesinin cinsiyete değil yapılan işe göre belirlendiği ve piyasa şartlarına göre adil bir şekilde yapıldığı durumlarda iş sözleşmelerinde yapılan gizlilik maddesine de ihtiyaç duyulmayacaktır. Unutulmamalıdır ki “Bu benim işim değil.” tarzı söylemler iş yerinde tehlike çanlarının çaldığının ve liderin yönetme becerisine karşı güvenin ile maddi güvenin sarsılmaya başladığının göstergesidir. Yine güven ile bağlantılı olarak iş yerlerinin sinsi virüsü olan mikro yönetimden bahsetmemek olmaz. Bunun nedenini liderlerin mükemmelliyetçiliği olduğu iddia edilse de çalışanlara karşı güvensizlikten kaynaklı olduğunu söylemek daha gerçekçi olacaktır. Ekibe sunulmuş güven ortamının sadece kağıt üzerinde değil pratikte işlerliğinin olduğu durumlarda yöneticilerin bu hataya kapılacağı çok da mümkün olmayacaktır.